Asgari kurumlar vergisi nedir sorusunun yanıtı, 2025’ten itibaren kurum kazancı üzerinden ödenecek verginin belirli bir tabanın altına düşmemesini sağlayan yerel bir taban vergisi olduğudur. Düzenlemenin dayanağı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda (KVK 32/C) yapılan değişikliktir; amaç, yoğun teşvik veya indirimlerle vergi yükünün sıfıra yaklaşmasını önleyerek adil bir taban oluşturmak ve uyum maliyetlerini öngörülebilir kılmaktır. Bu çerçevede normal hesapla bulunan vergi, indirim ve istisnalar uygulanmadan önceki kazancın %10’undan azsa, aradaki fark asgari vergi olarak ödenir. Uygulama; vergi tabanının korunması, nakit akışı planlamasının netleşmesi ve yatırım kararlarında belirsizliğin azalması gibi kurumlar vergisi avantajları doğurur. Teşviklerden yararlansanız da asgari eşiği takip etmeniz gerektiği için süreçleri sistematik yönetmek adına ön muhasebe hizmeti ile kayıt ve raporlamayı tek akışta toplamak pratik bir çözümdür.
Asgari Kurumlar Vergisinin Tanımı ve Amacı
Asgari vergi; kurumların indirim ve istisnalar öncesi ticari kazancının %10’u üzerinden belirlenen bir tabandır. Bu oran, tabanın altına düşen durumlarda tamamlayıcı vergi rolü görür ve teşvik yoğun sektörlerde bile minimal bir katkı garanti eder. Amaç iki yönlüdür: vergi tabanını korumak ve kayıt dışı riskini azaltmak ve teşviklerin yatırım kararlarında belirleyici olmaya devam etmesini sağlarken kamusal geliri asgari seviyede güvenceye almak. Operasyonel düzeyde; beyan dönemlerinde normal vergi ve asgari vergi paralel hesaplanır ve yüksek olan tutar ödenir. Bu yöntem, istisna ve indirimlerin sınırlarını da görünür kıldığından kurumlar vergisi istisnaları ile taban vergisinin kesişimini doğru okumayı gerektirir. Böylelikle, şirketler teşvik stratejilerini korurken tahmini nakit çıkışını asgari tabana göre yönetebilir; bu da orta-uzun vadede kurumlar vergisi avantajları açısından öngörülebilirlik sağlar.

Asgari Kurumlar Vergisi Uygulaması Kimleri Kapsar?
Uygulama, temel olarak KVK’da sayılan tüm mükellefleri kapsar ve dar mükellef kurumların Türkiye’de beyan ettikleri kazançlarını da içerir; bu kapsam asgari kurumlar vergisi kapsamı ifadesiyle anılır. Kurumlar vergisinden muaf olanlar (kurumlar vergisi muafiyetleri) kapsam dışındadır; ilk kez faaliyete başlayan kurumlarda üç hesap dönemi boyunca uygulanmaması gibi başlangıç istisnaları bulunur (bazı yeniden yapılanma türleri hariç). Hasılat esaslı kazanç tespiti yapan KVK mükelleflerinde de asgari uygulama dışı bırakılmıştır. Pratikte, bir dönem için normal vergi ile asgari vergiyi birlikte hesaplayıp kurumlar vergisi beyanı aşamasında yüksek olanı dikkate alırsınız. Dolayısıyla, işletmenizin teşvik ve indirim profili ile faaliyet türü asgari kurumlar vergisi kapsamına nasıl girdiğinizi belirler; muaf ya da istisna pozisyonlarınız (kurumlar vergisi muafiyetleri ve kurumlar vergisi istisnaları) her dönem yeniden gözden geçirilmelidir.
Asgari Kurumlar Vergisi Hesaplama Yöntemi
Adımlar kısaca şöyledir: Normal vergi: Ticari kâr/zarardan başlayarak KKEG ilavesi ve kanuna uygun indirim/istisna düşüşleriyle kurumlar vergisi matrahı tespit edilir ve genel oran üzerinden vergi hesaplanır. Genel çerçevede kurumlar vergisi oranı 2025 için %25’tir (sektöre göre farklı indirimli/yüksek oranlar bulunabilir). Asgari vergi: Ticari kâr + KKEG sonrası bazı indirim ve istisnaların (kanunun izin verdiği) düşülmesi ve varsa geçmiş yıl zararlarının dikkate alınmasıyla asgari matraha ulaşılır; bunun %10’u asgari kurumlar vergisi hesaplama sonucunu verir. Düzeltmeler: Asgari vergi tutarından, halka arz/üretim/ihracat gibi indirimli oranlar nedeniyle alınmayan vergi düşülebilir; ardından normal vergi ile karşılaştırılır ve yüksek olan ödenir. Örnek: Ticari kâr 10.000.000 TL, KKEG 1.000.000 TL, izin verilen indirim/istisnalar 2.000.000 TL, geçen yıldan zarar 1.000.000 TL olsun. Normal akışta kurumlar vergisi matrahı 8.000.000 TL olur ve kurumlar vergisi oranı (%25) ile 2.000.000 TL vergi hesaplanır. Asgari tarafta matrah 8.000.000 TL kabul edilirse %10 = 800.000 TL çıkar; ancak indirimli oranlar nedeniyle alınmayan vergi varsa bu tutardan indirilebilir. Karşılaştırmada 2.000.000 TL > 800.000 TL olduğundan normal vergi ödenir; tersi durumlarda asgari vergi devreye girer. Bu paralel hesap, normal ve asgari kurumlar vergisi hesaplama sonuçlarını aynı beyanda görmenizi sağlar ve muhasebe akışını sadeleştirir. Asgari tabanda hangi kurumlar vergisi istisnaları ve indirimlerin dikkate alınacağı kanunda ve tebliğde ayrıntılı sayılmıştır.
Asgari Kurumlar Vergisi ile Normal Kurumlar Vergisi Arasındaki Farklar
Temel fark matrah tarafındadır: Normal vergide indirim/istisnalar sonrası bulunan matrah esas alınırken, asgari vergide indirim ve istisnalar öncesindeki kazanca göre %10’luk bir taban test edilir. İkinci fark, ödeme mantığıdır: Aynı dönemde iki hesap yapılır ve yüksek olan tutar ödenir; bu, kurumlar vergisi beyanı süreçlerinde çift kanallı bir kontrol anlamına gelir. Üçüncü fark, teşvik etkileşimidir: İhracat/üretim/halka arz gibi indirimli oranlardan kaynaklanan alınmayan vergi asgari vergiden mahsup edilebilir; teşvikler tamamen etkisizleşmez. Son olarak, bütçe ve nakit akışı tarafında asgari taban, yatırım planlamasına öngörü kazandırır; bu da karar kalitesini artıran pratik kurumlar vergisi avantajları doğurur.